27 Haziran 2013 Perşembe

Best of the Holidays Story

Helloooo Everbody


Yaz tatili nasıl gidiyor bakalım? İyi misiniz yoksa depresyonda mısınız? Sizin için hayatınızda iyi giden şeyler neler? Nasıl yaşamak isterdiniz? Şanslı mısınızdır? Sizce benden radyo spikeri olur mu? Dr. Ötüker böyle kek yapmayı nereden öğrendi? Sorulaaar sorulaaar ...


Ben size şuana kadar ki yaşadığım yaz tatilini anlatayım aslında oldukça keyifli geçti yaz tatilim. Yani geçen seneye ve ondan önceki senelere kıyasla mükemmel , best of the my holiday diyebileceğim bir yazdı. Eğer okuduysanız bir önceki yazımda çalışmak istediğimi ve çalıştığımı söylemiştim. 2 hafta süren çalışma hayatım vardı ve oldukça iyiydi aslında. Yoruluyordum ama eğleniyordum da. Ne iş mi yapıyordum? Garsondum aynı zamanda tost da yapıyordum,haha. Kafenin üstündeki pasajdaki amcaların çoğuyla kanka oldum diyebilirim. Zaten kafeyi kalkındıranlar onlardı bana da iyi bahşiş bırakıyorlardı. Ah özledim onları. 2 hafta süren iş hayatının benim için güzel bir deneyim olduğunu düşünüyorum.


İşten sonra ne mi yaptım? Yeni bir iş aramaya başladım tabi bulamadım. Daha sonrada her ergenin rüyalarını süsleyen "İstanbul" şehrine gittim. Neee!? İş için gittiğimi mi düşünüyorsunuz? Çok yanılıyorsunuz. Kuzenimin sünnet eğlencesi için gittim. Tabi İstanbul'u da gezdim. İzmir'in fazla kalabalık haliydi. Tamam belki biraz daha gelişmişi de olabilir her neyse ilgimi çeken pek bir şey olduğunu söyleyemem. Hey yeni ergenler sözüm size İstanbul o kadar da mükemmel bir şehir değil. İstanbul'da gitmek istediğim tek bir yer vardı o da Kore marketiydi. Kemerburgazdaydı. Taa ebesinin şeyi kadar uzakta. Tabi azim ettim gittim taa oralara. Şahsen Eyüp'ten taa Kemerburgaza gittim. Amacıma ulaştım mı? Eveeet! Mutlu muyum? Eveeet! Hatta marketin sahibiyle,eşiyle ve oğluyla tanıştım. Beni Kore'deki müzik gruplarının fanlarından zannetti. Halimiz çok gülünçtü. Ben yemek alacağım sadece diyorum o  ise "Burada burada ! Bak fan eşyaları burada! " diyordu. İlgimi çeken bir kaç şey oldu ama almadım. Ben Kore'deki kültürü merak ediyorum. Aktarlarda arayıp bulamadığım yosunu buldum hemen aldım tabi onunla kimbap yapacağım yani şunu;

Evet o yosundan aldım ve güzel güzel kimbap yapacağım. Tabi yenir mi orasını bilemem. Şahsen Kore marketine sırf Soju isimli içkiyi merak ettiğim için gittim ama maalesef kalmamış ellerinde. 1 hafta önce 3 koli getirmişler ve o hafta hepsi bitmiş. Orada su gibi içiyorlarmış sojuyu. Ya bırakın azıcıkta biz içelim değil mi ama? Numuneleri varmış ellerinde bende bana satmaları için ısrar ettim çok ısrar ettim. Yalvarmış bile olabilirim ama yaşlı keçi razı olmadı. Sinir! Daha sonra orada marketi işlettikleri Türk vardı. Bana yardımcı oldu kahve ikram etti biraz lafladık Kore marketinde çalıştığı için gözüme çok ilgi çekici biri gibi gözüktü. Haha, ne değişik biriyim ama dimi ? 
   Her neyse alışverişimi yaptım. Pirinç suyu,ramen,meyve suları,yosun falan aldım. Marketten çıktıktan sonra sevinç çığlıkları atarak yürümeye başladım. Otobüs durağına geldiğimde hala çığlık atıyordum. Duraktaki amca benim deli biri olduğumu düşünmüş olsa da mutluydum. Daha sonra aklıma internetten tanıştığım bir arkadaşım geldi. Elimde marketten aldığım torbalarla onunla buluşmaya gittim. Nasıl özgüven ama benim ki de değil mi? Sapık çıkabilirdi. Tabii ki çıkmadı ama çıkabilirdi. Her zaman bu kadar şanslı değilimdir. Bir kaç saat takıldık deniz kenarında. Bir daha da onu görmedim. Konuşmaya devam ediyoruz tabi bakalım benim deliliklerimden ne zaman bıkacak ve merakla bekliyoruz?
  İstanbul'da gezerken bana "tatlı iskoçyalı" diye laf attılar. Daha iyi şeyler beklerdim. Çok şirin bir çocuk bana öpücük attı,göz kırptı ve gülümsedi bende ona gülümsedim. Gülümsememeli miydim yoksa? Tahminen yaşı benden büyüktü ama kimin umurunda onu da bir daha görmedim. Turistlerle sürekli göz göze geldim. Kimilerine gülümsedim,kimilerine şaşkın şaşkın baktım ama çoğunlukla gülümsedim. Ayasofya'nın karşısındaki bankta otururken "Bana soru sor (Ask me) " yazan tişörtlü bir sürü genç gördüm ve o an bende onlara katılmak istedim. Turistler onlara gelip sürekli bir şeyler soruyorlardı. Bu iş için ücret almayan gönüllüler sanırım. Gerçekten çok hoş bir şeydi İzmir'de de böyle bir şey başlatsak ne güzel olurdu.
   İstanbul'dan döndüğüm günün akşamı Balıkesir'e gittik ailemle. Ananemi ne çok özlemişim. Tarla işleriyle uğraştık, bir kaç tanıdık eş dost ziyaret ettik. Benim ananem köyde yaşıyor. Evinin biraz ilerisinde bakkal ve bakkalın karşısında diyebileceğim bir yerde de köy kahvesi vardı. Bakkala gidiyorum ablamla. Amcanın biri seslendi. "Dur dur" durduk ve gelmesini bekledik, geldi. "Büyüklerin önünden geçilmez. Onların geçmesini bekleyeceksin" demez mi? Önümüzden geçti gitti. O amca öldükten sonra mezarına tükürmeyi planlıyoruz. :D
Köyde çeşmeler var. Tatlı sular için. Evdeki en küçük ve işi olmayan tek kişi olduğum için su doldurmaya beni gönderiyorlar. Çeşme başına gittim. Su dolduruyorum. Motosikletli bir oğlan geçiyor tam ben kafamı ona çevirdim o da kafasını tam aksi yöne çevirdi. Köydeki oğlanlar çok mu namuslu nedir anlamadım ben?

İzmir'e döndüm. Tabii benim başvurduğum bir proje vardı. Seyyah projesi. Projenin amacı gençlerin ülkemizin farklı illerine seyahat etmelerini, akranlarıyla tanışmalarını ve kaynaşmalarını sağlamak amacıyla hazırlanmış bir hareketlilik projesiymiş. Benim şansım yaver gitti ve Eskişehir'e gidip, gezdim. Eskişehir inanılmaz bir şehir. Cidden çok güzel,orayı çok sevdim. Şehrin göbeğinden geçen bir nehir var adı da Porsuk nehri. Venedik'deki gibi küçük kayıklara binip gezebiliyorsunuz. Orada kendime 4 iyi arkadaş bile buldum. 



İşte bu kişilerle aynı şehirde yaşayıp birbirimizi hiç tanımıyor oluşumuz çok üzücü. Çok iyi insanlar,çok iyi anlaştık. Yakın zamanda yine görüşeceğiz gibi bir his var içimde ..

Eskişehir'de ne mi yaptım? Dağda mini etekle gezdim. Şuan içinizden giyecek başka bir şey bulamadın mı diyorsunuz, hissediyorum. Dağa çıkacağımızı bilmiyordum. Bilseydim etek giyer miydim hiç! Neyse olan oldu.   Etekle dağda bile yürüdüm heyt bana! Eskişehir akşamları çok soğuk oluyormuş onu öğrendim. Yazın ceketle dolaştık yahu. Çok ilginç bir deneyim oldu. KYK'nın yurtlarında kalıyorduk. Yurt kampüsü çok güzeldi. Biz kızların kaldığı yurdun hemen arkasında erkek yurdu vardı ve yine benim internetten tanıştığım arkadaşım o yurtta kalıyordu şansa bak. Yurda geldiğim bir kaç akşam onunla takıldık. Sapık çıkmadığı için şanslı x2 olduğumu düşünüyorum. Haha, şaka şaka güvenmediğim insanlarla niye buluşayım ki. Şansla ilgisi yok yani. Bir gün yine geziyoruz. Gençlik merkezindeyiz ve bize 45 dakika serbest zaman verdiler. Gençlik merkezini gezdim,bir kaç dakika turladım. Yahu gezilecek bir şeyi yok oranın. Müzik marketi vardı. Bende yanflütle uğraşıyorum hadi bir gireyim de muhabbet ederim belki oyalanırım falan dedim. Müzik dükkanında üniversiteli,sarışın ve Eskişehir yerlisi Batuhan isimli bir gençle tanıştım. Bluescuymuş arkadaş. Patronunun grubu varmış,kendisinin grubu varmış Ben ağzım bir karış açık dinliyorum. Bende niye yok bunlardan falan diye. Batuhan çok ilginç biriydi. Herkese vermem ama ona adımı,soyadımı ve numaramı verdim. Ev arkadaşı İzmirliymiş. Eğer bir gün İzmir'e gelirse beni aramasını söyledim. Acı gerçek; Hala bekliyorum... Ama önemli olan bu değil önemli olan bana çok güzel bir fikir vermiş olması.  O şuan çalıştığı yere yalvar yakar girmiş. Sırf gitar çalmayı geliştirmek için ve şimdide orada ücretli olarak çalışıyor. İstediği işi yapıyor.. O yapmışsa ben neden yapamayayım ki? Bende deneyeceğim!! Toparlamak gerekirse biz muhabbette o kadar dalmışız ki 5 otobüs insanın gittiğini dahi fark etmedim. Geri de kalan çirkin ördek yavrusu oldum. Kızlara mesaj attım onlarda rehberimize söylemişler beni aradılar ve gelmem gereken yeri söylediler. Neyse bir taksiye binip gittim söyledikleri yere. Tur otobüsleri de oradaydı. 5-10 kadar bekledim. Diğerleri geldi falan hepsini korkutmuşum dövecek gibi bakıyorlardı bana. Rehberimiz Gökhan hoca o kadar kızmadı bir daha gruptan ayrılma falan dedi. Özür diledim gittim yerime oturdum. Akşamına yurttaki o internetten tanıştığım Kerem adlı arkadaşıma olanları anlattım. Uzun süre bunlara güldük.

Son gece olduğu için oda arkadaşlarımı uyutmadım ve yurttaki uyumayan diğer kızların odalarına baskın yaptık. Oldukça eğlenceliydi. Antalyalı kız grubuyla tanıştık falan. Sonrası aynı, başka bir oda başka bir odaya falan en sonunda kendi odamıza dönerken karşı odamızdakilerin seslerini duyduk. Onların odaya da girdik. Sandalyeleri,çiğdemleri,kolaları alıp acil çıkış merdivenlerinin oraya çömdük. Karşıdaki erkek yurdunun merdivenlerinde de bir grup erkek vardı. Telefonların ışığıyla el salladık gece gece baya eğlendik anlayacağınız. 

İşte benim tatilim böyle geçti. Darısı sizin başınıza :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder