13 Kasım 2014 Perşembe

Kutlu Doğum Haftası

Doğum günümün üzerinden asırlar geçmiş olmasına rağmen sürprizlerle dolu bir doğum günü haftası geçirdiğimi söylemeliyim ve tabikii bundan kaçış yok anlatacağım. Doğum günümü tellal gibi bir kaç önceden hatırlatmaya başladığımı söyleyeyim. İnsanların çoğu o dönem benden nefret etmiş olabilir. Özellikle yakın arkadaşlarım. Tabi benim bu alttan döşediğim tüm mesajlar doğum günümü bir kutlu doğum haftasına çevirdi. İnsanlar günler önceden doğum günümü kutlamaya başladıklar. Nasıl psikolojilerini bozduysam ya da bıktırdıysam artık. Neyse öncelikle o günümün iyi geçmesini sağlayanlar iyi ki varlar, umarım hep olurlar.

Benim 4 tane sınıftan minnoş arkadaşlarım var. Hatta size daha önce  bahsetmiştim onlardan. Benim birinci sınıfta ilk döneminde yakın olduğum ve yanımda olan arkadaşlarım. Bu yıl Ömür'ü de asosyallikten kurtarıp insan içine soktuk. Artık o da bizden. Neyse benim bu 3 minnoş erkek arkadaşımla birinci sınıfın ikinci döneminde aramıza böyle bir mesafe girmişti. Eh sonra yaz tatili falan girdi tabi araya iyice koptuk. İkinci sınıfta her zamanki gibi yine birleştik. Tabi benim doğum günüm okulun açılmasının başlarına denk geldiği için daha onlarla aram o kadar yakın değil. Ben evimde sığır gibi yatarken M.Anıl aradı. Kadir yeni eve taşınmış. Yeni eve taşınma partisi yapacağız diyor. Neyse tamam yapalım sınıftan kimler geliyor diye bir soru sordum. M.Anıl'da biz bizeyiz eski zamanlardaki gibi diyor. He dedim bunlar beni özlediler kesin ama 4 kişilik parti mi olur yahu diye de söyleniyorum içimden. Neyse içimden de yok kırmayayım guzucukları dedim. Hiçte aklımda doğum günümü kutlayacakları gibi bir düşünce yok. Bende daha çok 5 çayına gidermiş gibi  bir hal var. Çay içip,çiğdem çitleriz, dedikodunun  dibine vurur onu bunu çekiştiririz diyorum kendi kendime. Neyse evin kapısından bir girdim. Böyle masanın üstünde  nar ekşisiyle üzerine adımın yazıldığı  ve mumların yandığı çiğköfteden pasta var. Masanın etrafında da Kadir,Şükrü, Ömür ve M.Anıl. Böyle bir an donup kaldım. Oha yok artık dedim. Ama nasıl mutluyum böyle hiç aklıma gelmeyen bir şeydi böyle bir şey yapacakları. .Bana unutulmaz bir doğum günü yaşattılar.


Pek belli olmasa da üzerinde adım yazıyor. :)

Ahanda minnoşlar çetesi

Ben drama kadını değilim

Her zaman her şey yolunda gitmeyebiliyor. Yanlış anlaşılıyorsun,seni anlamıyorlar, ne istediğin umurlarında olamayabiliyor, hep hatalı taraf sen oluyorsun, ne yapacağını bilmiyorsun bazı zamanlar.  Anlayabilirsin fakat ağlamak sana göre değil. Ağlayınca geçmeyeceğini biliyorsun. Üstüne vücudundaki su oranı azalıyor, başın ağrımaya başlıyor,gözlerin kıpkırmızı oluyor. Sen sevmiyorsun bunları.  Bende ağlamıyorum seninle aynı sebepten. İnsanın en süper gücünü kullanıyorum. Düşünmüyorum. Olayın üstüne gitmiyorum çünkü bana göre olay olabilecek bir durum yok. İşte tamda bu yüzden drama kadını olamıyorum. Kan? Gözyaşı? Öfke? Kin? Kızgınlık? Hiç biri yok bende. Polyanna sikmiş gibi yaşıyorum hayatımı. En güzeli mis. Niye kendimi üzeyim yahu? 

Bu tür dramatik şeylerle vakit harcamak bana göre değil oturup bir Doctor Who sezonu bitirmek beni daha çok yansıtıyor. 

Çevrenizde olup bitenleri kötüye yormak kendimizi üzmekten,kendimize zarar vermekten başka bir işe yaramıyor. Şimdi sizde drama insanı olmaktan vazgeçip anın keyfini çıkarın. :)